Dijital fotoğraf makineleri, elektroniğin temelini oluşturan direnç değişimlerini esas alarak çalışırlar. Her malzemenin değişik durumlarda farklı dirençleri vardır. Kimisi nem oranıyla değişim gösterir, kimisi sıcaklıklar, kimisi de üzerine düşen ışığın frekansıyla değişim gösterir. Dijital fotoğraf makineleri de tamamen ışığın frekansını algılayan oldukça ufak fakat içerisinde günümüz teknolojisinde 15milyondan fazla pixel barındırabilen panellerle çalışır. Bu pixeller son teknoloji ile her renge hassasiyet gösterebilir hale gelmiştir, yine de mükemmel değillerdir.
Işık panele düştükten sonra, fotoğraf makinesinin içerisinde yer alan mikroişlemcilere yine önceden yüklenen ve her ışığın frekansına karşılık gelen direnç değerinin belirtildiği program yardımıyla her pixeldeki renk hızlıca tespit edilir, ve işlenip resim oluşturulduktan sonra, bu seferde lcd ekran üzerine düşürülerek kullanıcıya sunulur.
Işın bu panel üzerine gelmeden önce ise merceklerle odaklanır. Görüntünün fotoğraf makinesinde olduğundan daha parlak görünmesinin sebebi, ışın kırıcı gözlüklerde olduğu gibi bir tabaka ile kaplanarak renklerin bazı tonları elekten geçirilir. Buda daha parlak bir görüntü sağlar. Işın panel üzerine düştüğünde merceklerle görüntü tam sığdırılmış, ve oldukça netleştirilmiş olur. Nasıl bir mercekle bir yere bakarken, ya da bir kağıt üzerine tutup yakılmak istenildiğinde uygun odak uzaklığını bulmak için merceğin ileri geri hareket ettirilmesi sağlanır, ya da dürbünle uzaklara bakıldığında görüntüyü netleştirmek için dürbünün mercek ayarlarıyla oynanır, fotoğraf makinesinin merceği de aynen öyledir.
Birde zoom konusu var tabi ki. Zoom merceklerin hareketiyle görüntünün yakınlaştırılması işlemidir. Merceğin birisi görüntüyü yakınlaştırıp bir noktada odaklarken, diğeri gelen görüntünün ilk mercekten geçtikten sonra ters dönmesinden dolayı hem görüntüyü düzeltir, hem de gözün görebileceği şekilde odaklar. Tabi ki, zoom miktarı arttıkça mercek sayısı ve hareket kabiliyetleri değişim gösterebilir. Ayrıca objektiflerdeki geniş açı da yapılan zoomla değişmektedir. Bu da demek oluyor ki, fotoğrafınıza sığdırmak istediğiniz kare, siz zoom yaptıkça küçülüyor demektir.
Yine fotoğraf makinelerinin vazgeçilmez parçalarından diyafram, kullanıcının, gündüz veya gece, güneşli ya da kapalı havalarda en ideal fotoğrafı çekmesine imkan tanır. Diyaframın özelliği mercek üzerine düşen ışığın miktarını, kapanıp açılarak ayarlayabilmesidir. Diyafram ışık yoğunluğunun fazla olması durumunda kapanır, az olması durumunda da açılarak genişler. Bu sayede kullanıcının güneşli ve parlak bir havada da, gece karanlıkta da benzer netliği yakalamayı amaçlar.
Fotoğraf makinelerinde bilindiği gibi, birde SLR makineler bulunmaktadır. Fiyatları oldukça yüksek olan bu tip makineler tamamen profesyonel ve gerçekten nasıl fotoğraf çekileceği konusunda bilgisi olan kişiler tarafından tercih edilmelidir. Çünkü gerçekten böyle bir makineyi kullanmak ve her farklı fotoğraf için o kareye uygun bir ayar yapmak bir süre sonra can sıkıcı olabiliyor. Amatör bir kullanıcı için, bugün fiyatları 200-300 tl arasında değişen, fotoğraf için gerekli ışık ve odak ayarlarını kendisi yapan bir makine oldukça idealdir.