Home » Ocak 2015
Piramitler

Krallık ailesinin mezarlarını korumak amacıyla yapılan piramitler  Mısır’da çok eski tarihlerde ortaya çıktı ve eski imparatorluk döneminin belirgin anıtları olarak kaldı.
 Üçüncü sülaleye dek kral mezarları mustabalardan oluşurdu. Mustabalar yamuk biçimli höyüklerdi ve tören odasını  gizlemek amacıyla kuyu mezar üzerine yapılırdı. Piramitin başlangıçta çok büyük olan boyutları eski imparatorluk döneminde (M.Ö. 2780-2380) yavaş yavaş küçüldü ve orta imparatorluk döneminde (M.Ö. 2065-1785) belirli bir ölçüde kaldı. Yeni imparatorluk döneminde ise (M.Ö. 1580-1085) piramitler kral mezarı olarak ortadan kalktı.
Üçüncü sülalenin kurucusu olan Firavun Zoser’ın piramidi bilinen ilk piramittir. Kahire’nin güneyinde Sakkara Yaylası’nda eski başkent Menfis’in yakınında yükselen bu piramit Firavu’nun emriyle mimar İmhotep’e yaptırıldı ve bu gelenek firavunlara tanınan bir ayrıcalık oldu. Dört bir yanın yanındaki altışar geniş taş basamağıyla dev bir merdiven gibi görünen Zoser Piramidi. 109 metre eninde 121 metre boyundaki dikdörtgen bir taban üzerinde yükseliyordu.

İnkjet Yazıcı Nasıl Çalışır?

Dışarıdan bakıldığında inkjet bir yazıcı gayet basit gözükmektedir, ancak inkjet yazıcıyı açtığımızda içeride farklı bir hikayenin olduğunu görürüz.



Kağıtla başlayalım;Kağıt sarıcı makineyi kağıtla besler, buradaki makara kağıdı taşır, bu kartuş ve siyah tüp mürekkep dağıtım sistemini oluşturur. Bu makinenin kalbidir.Yazıcı kafası mürekkep damlalarını kağıdın üstüne gönderen kısımdır.Yazıcı kafası bir kayışla motora bağlanmıştır, bu devre yazıcının mekaniğini koordine eder ve bilgisayardan gönderilen bilgiyi çözümler.Görevi kağıt, yazıcı kafası ve aks arasındaki akıcı ve mükemmel ilişkiyi sağlamaktır.Tek bir kartuş 900.milyon mürekkep damlasıyla yüzlerce kağıt yazdırabilir.
Peki kartuş teknik desteği nasıl elde ediyor?Dört küçük motor başrolde yer almaktadır.Birincisi kağıt sarıcıyı, ikincisi yazıcıyı kağıtla besler, üçüncüsü yazıcı kafasını kağıt üzeri boyunca ileri geri hareket ettirir, dördüncüsü işlemlerin akıcı bir şekilde devam etmesini koordine eder. Yazıcı kafası silikondan yapılmıştır ve kolayca şekillendirilebilir.Üzerinde 3900 kadar nozzle bulunmaktadır, bunların herbiri bir su ısıtıcısı (ketıl)gibi çalışır.Bir elektrik akımı küçük elementi ısıtır, bu element çok sıcak olduğunda mürekkep kaynar, buharlaşır ve genleşir, genleştikçe mürekkep damlası nozzledan dışrı doğru itilir.Akım kesildiğinde bir sonraki damla için mürekkep yerini alır, bu çok hızlı oluşan bir işlemdir.
Hız herşeydir, zamanlama da aynı derecede hayatidir...Her bir damla doğru zamanda doğru yerde olmalıdır ki böylece sayfa üzerine metinler ve resimler oluşabilsin.Yazıcı kafası hareket ettikçe yazıcı elektrik devresi kartı mürekkep atış aralığını ve ahengini kontrol eder böylece milyonlarca bağımsız damla hedeflerine ulaşabilir.

Bisiklet Nasıl Çalışır

Bisiklet çeşitli donanımın bir araya gelmesinden oluşur.


Kadro
Çatı da denir. Farklı maddelerden (karbon, çelik, titanyum gibi) yapılabilir. Sağlamlık açısından daha çok tercih edilen ve DownHill, Trial gibi alanlarda kullanılacak bisikletlerde çelik ve karbon kadrolar, DownHill veya Trial gibi alanlarda kullanılmayacak bisikletlerde daha çok alüminyum kadro tercih edilir. Alüminyum kadroların en büyük özelliklerinden birisi hafif olması ve darbeleri emmesidir. Günümüzde Karbon Fiber MTB ve Road tipi Bbisiklet kadroları için Tercih sebebi olmuştur.

Çatal
Amortisörlü ya da düz olabilir ön ve arkada bulunur. amortisörlüler yüksekten inerken yardımcı olur ama normal çatal ise yardımcı olmaz cunku yaylanma bolumu yoktur o yüzden en çok tercih edilen çatal amortisörlü olanıdır.eğer şehirde sürecekseniz amortisörsüzde olabilir..
Frenler
Frenler ön ve arka olmak üzere kolla idare edilir, tel ya da bir yerden sıkar veya hidrolik disk olabilir.
Tekerler
Bisiklette tekerlek 2, 3 veya 4 tane bulunabilir. Önde bir, arkada iki tane de olabilir. Tek tekerlekli olanlar ise genellikle sirklerde gösteri ve akrobasi amaçlı olarak kullanılmaktadır.
Vites Donanımı
Bisiklette 6, 18 ve 21,24,27,30 vites seçenekleri olabilir. Sporcular yaygın olarak 27 vites seçeneğini kullanmaktadır. Vitesler eğime göre verimlik artışı sağlamak, bisikletin süratini arttırmak ve rampaları daha kolay çıkmak içindir.
Vites sistemi iki bölümden oluşur, ön vites ve ayna dişlileri ile ön vites ve arka vites dişlilerinden oluşur, bunları kontrol etmek için gidon çevresinde 2 vites kontrol kolu bulunur biri sag kol arka vitesi digeri sol kol ise ön vites dislilerini kontrol etmenizi saglar, pedal devrinize göre ( 70-90 dk.devir) devir arttikca vites düsürülür, devir düsdükce vites büyütülür.
Ön vitesdeki 3 dişli setinden küçük dişli (1.), yokuş için gerekli ana vitesdir. Ön-orta vites (2.) düz yol için idealdir. ön-büyük dişli (3.) ise sürat için ana vitesdir.
Arka viteslerde ise en büyük dişli yokuş dişlisidir, küçüldükçe düz yol viteslerine ulaşılır, en küçük dişli ise sürat dişlisidir, diğer bir bakışla öndeki ana viteslerin arkadaki dişli kadar farklı seçeneği vardır, kısaca 3 ana dişlinin arkada 7 vites dişlisi olan bir bisiklette 3 x 7 = 21 vitesi vardır. Sistemde ön küçük vites ( yokuş vites ana dişlisi ) 1. vites ana dişlisidir. Sistemde arka vitesde en büyük dişli ( yokuş vitesi ) 1. vitesdir. Dik bir yokuş icin ön 1 x arka 1 kullanılırken Düz yol için ön 2 x arka 3-4 ideal dişlilerdir. Sürat için ön 3 x arka 6-7 ideal dişliler olabilir.

Hoparlör Nasıl Çalışır

Hoparlör elektrik akımını harekete dönüştüren bir mekanizmaya sahiptir. Bu sayede Titreşimler oluşur. Titreşimi ise ses demektir.
Müzikseti, tv, mp3 çalar, ev sinema sistemi, kulaklık gibi ses çıkaran araçların hepsinde hoparlör bulunur. Peki ama hoparlör nasıl çalışır?
Bir hoparlörün çalışması elektrik akımı ve manyetik alanla alakalıdır.
Her hoparlörde bir sabit dairesel mıknatıs vardır. Bir de elektrik akımıyla mıknatıslanan elektromıknatıs bulunur.
Elektromıknatıs ve sabit mıknatıs birbirini itip çekerek ortaya bir titreşim çıkmasını sağlarlar.


 

Yukarıdaki resimde hoparlörü daha iyi inceleyebiliriz:
Elektrik akımı bobine ulaşıyor. Bu durum bobinde yapay mıknatıslık oluşturuyor(elektromıknatıs). Yapay ve doğal mıknatıslar birbirlerini itip çekiyor. Bu hareket diyaframa iletiliyor. Ses oluşuyor.
Diyafram genellikle sürtünmeyle iyi ses verebilen bir malzemeden yapılır. Bu malzemeye tırmağımızı sürtsek normal maddelere oranla daha çok ses çıkarmaktadır. Bu madde daha çok kartonumsu bir yapıdadır.

Helikopter Nasıl Çalışır

Helikopterin Çalışma Prensibi

Helikopterler dikey olarak kalkış ve iniş yapabilen, ayrıca havada sabit olarak durabilen döner kanatlı bir uçaktır. İlk kez 1907 yılında Fransız Paul Cornu tarafından uçurulmuştur. Helikopter ve uçakların uçma prensipleri aslında aynıdır. Uçaklarda tutunma kuvveti elde edebilmek için uçak hava içinde hareket ettirilir. Ancak kanat, uçak gövdesine bağlı olduğu için sabit bir yapıdadır. Fakat helikopterlerde kanat sabit değil, hareketlidir. Yani helikopterlerde taşıma kuvveti elde edebilmek için döner kanat yani pervane kullanılır.


Nasıl Çalışır?

Dairesel hareket, sürekli bir hareket oluşturmanın en kolay yoludur. Helikopterlerdeki dönen pervane sistemini günümüzde birçok uygulamada görmekteyiz. En basitinden bir fan aynı mantıkla çalışır. Bir taraftan aldığı havayı diğer tarafa pervane ile tahrik kuvveti sağlayarak daha hızlı şekilde iletir(üfler). Helikopter pervanesi aynı uçak kanadı gibi eğimli bir yapıya sahiptir fakat çok daha incedir. Çünkü yüksek hızla dönebilmesi için hava sürtünmesinin mümkün olduğu kadar azaltılması gerekmektedir. Ana motordan bir şaft ile alınan dönme kuvveti pervaneye iletilir. Pervane şanzıman sistemiyle yavaşça harekete başlanıp daha sonra optimum hızına ulaşır. Bu dönme kuvvetinin sürekliliği hayati önem taşır. Helikopterin yerle bağlantısı kesilip havalandıktan sonra eğer motor durursa, helikopterin bütün gövdesi pervanenin aksi yönünde dönmek isteyecektir. Bu da aracın irtifa kaybedip düşmesine neden olur. Bu yüzden motor ile sürekli bir dönme momenti sağlanmak zorunludur. Normalde helikopterin havada pervanenin ters yönünde dönmesi gerekir. Bunu engelleyen ise, kuyruk pervanesidir. Pervane gücünü bir şaft ile ana motordan alır. Helikopterin havadayken spin atmaması için dengeleyici görevine sahiptir.

 
Helikopterlerin uçuşunda sadece bu iki pervane görev yapar, bunlar dışında bir tahrik unsuru yoktur. Pervane kollarına pal denir. Paller açılı olarak konumlandırılmıştır ve uçak kanadının bir benzeri şeklindedir. Helikopter kanadı iki palden oluşur. Bunlar birbirine zıt yönde eğimli olarak konumlandırılmıştır. Kalkışta pilot palleri zıt yönde ve maksimum açıyla eğer. Bu sayede yere en yüksek hava basıncı uygulanır. Motor devri arttıkça helikopter havalanmaya başlar. Helikopter sağa-sola dönerken ve ileri-geri hareketlerini yaparken pervanenin altındaki mekanizma aracılığıyla pervane komple eğilir. Yani mesela ileri gidilecekse, pervane şaftın bağlanma noktasından hafif öne eğilir bu sayede helikopter ileriye doğru hareket eder. Diğer yönler için de aynı mekanizmanın etkisi söz konusudur. Kısaca, eğer helikopterin yüksekliği artırılacaksa veya inişe geçilecekse pallerin açısı artırılır veya azaltılır. Açı azaltıldığında çok daha az kaldırma kuvveti uygulanacaktır. Helikopterin yön değişimleri ve ileri-geri hareketi içinse, ana motordan gelen pervane şaftına bağlı kontrol mekanizması ile pervanenin tüm eğimi ayarlanır.

Otomobil Sürati Nasıl Hesaplanır

Otomobilin Devir ve Vitese Göre sürati nasıl hesaplanır?
Bir otomobilin aktarma sisteminde, sürati etkileyen iki parça vardır. Birincisi şanzıman, ikincisi ise şadiferansiyeldir. Krank milinin her devrinde, volan tam olarak krank mili ile aynı devirde döner. Ve debriyaj sisteminde hiçbir patinaj yoksa, şanzımana bu devir aynen aktarılır. Şanzımanın içindeyse birbirinden farklı oranlarda, bu donüşü şafta aktarabilen dişliler vardır. Manuel bir şanzımanda, otomobilin sürücüsü, vites kolu vasıtasıyla, duruma uygun dişliyi seçer. Bu sayede, sürücü hızlanmak istediğinde, büyük şanzıman oranı (küçük vites) kullanarak, motorun düşük yol süratinde, yüksek devir yapmasını sağlar. Bu da motorun devir bandının, daha verimli kullanılmasını sağlar.
Sürücü şanzımandaki, duruma uygun dişlilerden birini seçer, ama arkadaki diferansiyel için bu seçim mümkün değildir. Otomobil fabrikada üretilirken mühendisler, kullandıkları motorun karakterine, ve araçtaki sürtünme kuvvetlerinin miktarlarına göre, optimum bir diferansiyel dişlisi seçerler. Tabii ki, bu oran çoğu zaman son sürat optimizasyonu, ve yakıt ekonomisi düşünerek seçilen bir orandır. Aracın hızlanma performansı genelde biraz daha arka planda kalır. Neyse şimdilik, diferansiyel dişli oranının sabit bir oran olduğunu bilelim, hesaplarımızda bize yeterli olacaktır.

Kiriş Sehim Hesabı - VIII


Kiriş Sehim Hesabı - VII


Kiriş Sehim Hesabı - VI


Kiriş Sehim Hesabı - V


Planyalamada İşlem Süresinin Hesabı


Taşlamada İşlem Zamanının Hesabı


Matkapla Delme Zamanının hesaplanması


Tornalama İşleminde Makine Zamanı Hesabı


Freze İşleminde Makine Zamanının Hesaplanması




Kiriş sehim Hesabı - IV


Alıntıdır : http://www.guven-kutay.ch

Kiriş Sehim Hesabı - III


Alıntıdır : http://www.guven-kutay.ch

Kiriş Sehim Hesabı - II


Alıntıdır : http://www.guven-kutay.ch

Kiriş Sehim Hesabı - I


Alıntıdır : http://www.guven-kutay.ch

Dikiş Makinesi Nasıl Çalışır

Dikiş makinesinin çalışma prensibini gösteren animasyon. Görür görmez sizlerle paylaşmayı istedim. Giysilerin üzerlerindeki dikişler nasıl oluyor da makinede tek taraftan yapılıyor diye düşünmeyenimiz yoktur sanırım. Bu animasyon en iyi cevabı veriyor bizlere.


Floresan Lamba Nasıl Çalışır

Konutların ve iş yerlerinin aydınlatılmasında floresan lambalar çok kullanılmaktadır. Bu lambaların ışık akılarının fazlalığı, çektikleri güçlerin azlığı, ısınmaması, ışık dağılımının düzenli ve ömürlerinin uzun olması akkor Flamanlı lambalara göre daha çok tercih edilmesinin sebeplerindendir. Sakıncaları ise; yardımcı araçlara ihtiyaç göstermesi, ilk kuruluş maliyetinin pahalı olması ve çok arıza yapmasıdır. Ayrıca floresanlı yerlerde “stroskobik“ olay olarak isimlendirilen, hareket eden cisimleri duruyormuş gibi veya ters yönde dönüyormuş gibi gösteren olay olur ki, bu da iş kazalarına neden olur. Bunu önlemek için makinelerle çalışılan yerlerde lâmbalar üç fazlı dağıtımla veya elektronik balastlı olarak çalıştırılır. Elektronik balastlı devreler ayrıca gerilimin 160V’a kadar düşük olduğu yerlerde randımanlı olarak çalışabilmektedir.

Floresan lambalar cıva buharlı deşarj lambaları olup etkinlik faktörlerinin yüksek işletme giderlerinin düşük olması ve kamaşmaya yol açmamaları, ömürlerinin uzun olması gibi özellikleri ile verimli ve kaliteli bir aydınlatma için vazgeçilmez ışık kaynağıdırlar.


Çalışması: Floresan lamba devresine şebeke gerilimi uygulandığında; F1 flamanı, starter, F2 flamanı ve balast üzerinden bir akım geçmek ister. Starterin bimetali açık devre konumundadır. Ancak starter içindeki neon gazı küçük bir sızıntı akımı geçirir. Bu akım neon gazını ısıtır. Bu sırada geçen sızıntı akımı lamba flamanlarından da geçtiğinden flamanlar elektron yaymaya başlar. Starterde ısınan neon gazı bimetali ısıtır ve bimetal devresini kapatır. Bu durumda devreden normal bir akım geçmeye başlar. Kısa bir süre sonra starterin bimetali soğuyacağından kontağı açık devre durumuna gelir. Starter devreyi açtığı anda, balasttan geçen akım sıfır değerini alır. Balast geriliminin aniden sıfıra düşmesi, balastta yüksek değerli bir indükleme emk’ı oluşturur. Oluşan bu emk, şebeke gerilimi ile birlikte flaman uçlarına yüksek değerli bir atlama gerilimi uygular. Zaten elektron yayan flamanlardan yüksek gerilim rahatlıkla atlamaya başlar. Flüoresan tüp içindeki bu elektron geçişi sırasında elektronlar flüoresan maddelere çarptığından, lamba ışık verir.

Bu durumda starterin devresi açıktır. Balast ise devrededir. Balast ilk anda starterin devreyi kapatıp açmasıyla atlama gerilimini oluşturur, lamba yandıktan sonra ise, tüp içindeki gazın direnci küçüleceğinden akım sınırlayıcı bir reaktans görevini üstlenir. Lambanın çalışma gerilimi 100-120 volt, şebeke geriliminin kalan kısmı ise, balast üzerinde düşer. Acil durumlarda flüoresan lamba devresindeki 40 W lık balast yerine 100W lık lamba yada omik bir direnç bağlanabilir.

Floresan lamba devresinde iki kondansatör görülür. Bunlardan birisi devreye paralel olarak bağlanmış diğeri ise, startere paralel olarak bağlanmıştır. Devreye paralel bağlı bulunan kondansatör güç kat sayısını düzeltmek içindir. Starter içinde bulunan bimetalin açılıp kapanması sırasında bir elektrik arkı oluşur. Starterdeki kondansatör bu arkı önler. Bu ark önlenmezse, flüoresan lamba ile aynı şebekeye bağlı bulunan elektronik alıcılara zarar verir. Floresan lambanın çalışmasının daha iyi anlaşılması için, bu lambalarda kullanılan yardımcı elemanlara değinmekte de fayda vardır.

Elektrik Bilgisi Formül dairesi


Güneş Enerjili Şarj Cihazı Yapımı

1) Gerekli Araçlar

Güneş enerjili şarj cihazı yapmak için gerekli bazı özel araçlar var. Bu nedenle ilk adım, gerekli materyallerin toplanması. AA piller, pil sabitleyiciler, USB uzantılı a/a kablo, kablo sarma bandı, parçaları bir arada tutmak için tutkal tabancası veya bant, uç bağlantısı (klemens) veya havya, durdurma diyodu, bir matkap ve 6 voltluk bir güneş paneli ilk adımda ihtiyacımız olan şeyler.


2) Diyot Seçimi

Standart diyotlar gerilimi 0.6 V düşürürken, Schottky diyot 0.2 V düşürür. Bu, şarj edicinin çalışıp çalışmadığını belirleyici bir faktör olabilir. Bu durumda şarj aletinin işleyişinin kalitesini sağlayacak standart bir diyot seçmek daha iyi olacaktır.

3) USB Kablosunu Kesme

Kiti oluşturmak için, USB kablosunu jakın olduğu yerden, sonundan kesin ve kırmızı ile siyah tel hariç herşeyi kaldırın. Bu kablo daha sonra devre yapımında kullanılacak.

4) Güneş Kollektörlerini Test Etme

Devreye bağlamadan önce, güneş kollektörlerinin düzgün çalıştığından emin olmak için onları kontrol edin. Oda içinde 2 V ve açık güneş ışığında 2.5 V çıkış gerilimi sağlamalı.

5) Lehimleme

Bir sonraki adım, devremizi oluşturmak için lehim yapmak. Kablonun kırmızı telini diyoda ve diyodu da güneş panelinin kırmızı teline lehimleyin. Daha sonra, güneş panelinin siyah telini kabloya lehimleyin. Böylece lehimleme adımı tamamlanmış oldu. Lehimleme, gerilimleri birbirine ekleyen seri bir bağlantı oluşturur ve standart bir şarj aletinin çalışması için gerekli gerilim olan 4 ila 5 V arasında bir çıkış gerilimi verir.


6) Delme İşlemi

Kabloların güneş panelinin üzerinden geçmesi için bir delik açın.

7) Kurulumun Sonuçlandırılması

Bu adımda ise, güneş enerjili şarj aletinin bileşenlerini proje kutusunun içine yerleştiriyoruz. Bu işlem dikkatli yapılmalı, çünkü son adımdaki dikkatsizlik tüm modelimizi mahvedecektir.

8) Test Etme

En az güç gereksinimi isteyen herhangi bir aleti, test etmek için güneş enerjili şarj aletinize bağlayın. Güneş panellerinin, parlak ışık aldığından emin olun ve şarj aletinin şarj etmesine izin verin. Aletinizi şarj olurken kapatmak iyi olacaktır.
Güneş Enerjili Şarj Aleti Kullanırken Dikkat Edilmesi Gerekenler:
- Şarj aletinizi, güneş panellerinin yeterli ışık alabileceği açık bir alana yerleştirin.
- Yüksek enerji ihtiyacı olan aygıtlara şarj aletinizi bağlamayın, şarj aletinizi kapasitesi ölçüsünde kullanın.
- Şarj aletinizi, elektrik yüklü herhangi başka bir kaynağa çapraz bağlama yapmayın. Bu şarj aletinize zarar verebilir. Şary aletinizi aygıta uygun bir şekilde bağlayın.
- Aygıtları, kapalı durumdayken şarj edin. Bu, güneş panelinin ömrünü uzatacaktır.
- Şarj aletinize şarj etmesi için uygun zamanı verin, aceleci olmayın. Güneş panelinin performansı, düşen ışığın miktarına göre değişecektir.


Kaynak : Ecofriend

Rüzgar Türbini Nasıl Çalışır?

Rüzgar türbinleri rüzgardaki kinetik enerjiyi önce mekanik enerjiye daha sonra da elektrik enerjisine dönüştüren sistemlerdir. Bir rüzgar türbini genel olarak; kule, elektrik jenaratörü, hız dönüştürücüleri(dişli kutusu), elektrik -elektronik elemanlar ve rüzgar pervanesinden oluşur. Bir rüzgar türbini, çevredeki engellerin rüzgarı kesemeyeceği yükseklikte bir kule ve bunun üzerine yerleştirilmiş bir gövde ve rotordan oluşmaktadır. Kulenin yüksek olması, ayrıca yeryüzüne yakın rüzgar profilinin yüksek hızdaki kısmını kullanmaya da yarar. Rüzgarın kinetik enerjisi rotorda mekanik enerjiye çevrilir. Rotor milinin devir hareketi hızlandırılarak, gövdedeki jeneratöre aktarılır.Jeneratörden elde edilen elektrik enerjisi aküler vasıtasıyla depolanarak veya direkt olarak alıcılara ulaştırılarak kullanılır. Rüzgar türbinleri ; yatay , dikey ,iki kanatlı , üç kanatlı gibi çeşitlere ayrılırlar.

Isı Pompası Nasıl Çalışır?

Isı pompası en basit tanımıyla elektrik enerjisini kullanarak ısıyı bir yeren başka bir yere taşıma işlemini gerçekleştiren sistemdir. Bilindiği üzere enerji vardan yok, yoktan da var edilemez, yalnızca biçim değiştirir.

Isıtma sektöründe çoğu insan için ısı pompası terimi yenidir. Oysa ki evlerimizdeki buzdolabı, klima, nem giderici ve dondurucular aynı mantığın ürünüdürler. Çalışma prensibi ısıyı taşıma mantığına uyduğundan “ısı pompası” başlığı altında toplanabilirler.



Fosil yakıtlarin tükenmekte olması ve her geçen gün bu yakıtlarin fiyatlarında ciddi artışlar yaşanması ayrıca çevre bilincinin gelişmesi gibi birçok sebepten ısı pompasının çok yakın bir gelecekte ülkemizde de yaygınlasması kaçınılmaz bir sonuçtur. Soğutma makinaları ısıtma veya ısıtma ve soğutma amaçlı kullanılırlarsa ısı pompası adını alırlar. Örnek olarak evlerimizde kullanılan buzdolaplarını alalım. Buzdolaplarında yiyeceklerin bulunduğu iç ortam soğuktur ve arkasındaki borular oluşan ısıyı ortama bıraktıklarından sıcaktır. Hemen hemen her kişi bu olayın farkındadır ve bu ısının nereden geldiğini merak etmektedir. Örnekte de görüldüğü gibi soğutma makinaları ısıyı ve soğuğu aynı anda üretirler. Anlaşılacağı gibi ısı pompalarından bahsedildiğinde soğutma makinalarına başvuruyoruz. Isı pompasının günümüze kadar soğutmada izlediği yükselen grafikle olduğu gibi, gün geçtikçe ısıtma amaçlı kullanımda da çok büyük bir rolü olacaktır.

Isı pompaları genel anlamda ısıyı üretmek yerine taşımayı amaçlar. Bunun içinde ısının alınacağı bir ısı çukuruna ihtiyaç vardır. Ülkemizde kullanılan ısı pompalarının hemen hemen hepsi ısı çukuru olarak havayı kullanmaktadırlar. Günümüzde havayı ısı çukuru olarak kullanan ısı pompaları Split Klima ve çiller olarak adlandırılmaktadırlar. Hava kaynaklı cihazların verimleri , dış hava sıcaklıklarının değişimlerinde , farklı değerler alırlar. Verim değerlerinin gün içinde dahi sabit kalmaması sebebiyle , işletme maliyetlerinde beklenmeyen artışlar meydana gelir. Bu verim değişimlerini önleyen sıcaklığı sabit kabul edilebilecek ısı çukurları da mevcuttur. Bu amaçla kullanılan sıcaklığı sabit kabul edilebilen ısı çukurları toprak ve sudur. Toprak – Su Kaynaklı Isı Pompası teknolojisi yeryüzünün belirli bir derinliğinde sıcaklığın yıl içinde nispeten sabit kalması gerçeğine dayanır. Bahsedilen derinlikte toprak tabakası kışın havadan daha sıcak, yazın ise daha soğuktur. Toprak – Su Kaynaklı Isı Pompaları kışın yeryüzünün altında veya yer altı sularında depolanmış ısıyı binaya, yazın bina içindeki ısıyı yeraltına taşıyarak doğanın bize verdiği bu avantajı kullanırlar. Kısaca yer altı; kışın bir ısı kaynağı, yazın ise bir ısı çukuru olarak davranır. Toprak – Su Kaynaklı Isı Pompaları günümüzde ısıtma – soğutma ve sıcak kullanım suyu eldesinde kullanılmaktadırlar. Bu ihtiyaçların tümüne tek makinayla cevap verebildikleri için de tercih sebebi olmuşlardır.

Nasıl Çalışır?

Alkol su karışımı ile doldurulmuş polietilen boru toprağın içine yerleştirilir ve toprakla olan ısı alışverişinin gerçekleşmesini sağlar. Sirkülasyon pompası, alkol su karışımını, ısı çukuru ile ısı pompası arasında dolaştırır. Alkol su karışımı, ısı enerjisini ısı çukurundan alır, buharlaştırıcıya transfer eder ve ısı pompasının işletilmesi için gerekli enerjiyi sağlamış olur. Buharlaştırıcıya aktarılan enerji sayesinde soğutucu akışkan (R407A) buharlaşır. Soğutucu akışkan, kapalı bir devre içinde ve basınç altında dolaştırılır. Soğutucu akışkanın basıncı arttırıldığında sıcaklığı da yüksek mertebelere ulaşacaktır. Soğutucu akışkan buharlaştırıcıdan gaz halinde çıkarak kompresöre ulaşır. Kompresörde sıkıştırılan gaz halindeki soğutucu akışkanın, basıncıyla birlikte sıcaklığı da artar. Kompresörden geçen soğutucu akışkan, yoğuşturucuya ulaştığında ısısının büyük bir kısmını, plakalı ısı değiştiricileri yardımıyla, ısıtma tesisatı çevrimine aktarır. Soğuyan akışkan yoğuşur ve sıvı faza geçer. Daha sonra genleşme valfinde basıncı düşürülür ve düşük sıcaklıktaki soğutucu akışkan çevrimin başına dönmüş olur.

Alıntıdır.

"ORCA" Balıkçı Teknesi Modeli

Jaws filmini hatırlamayanınız yoktur. Eğer doksanlı yıllardan sonra doğduysanız bu filmi izlememiş olabilirsiniz ama mutlaka bir büyüğünüzden duymuşsunuzdur. Her neyse konumuz elbette Jaws filmi değil. Model tutkunları için filmde kullanılan teknenin model planları. Bence yapımı çok kolay ve zevkli bir model.

 


 


 

 



 



Boru Standartları Eşdeğer Tablosu


Çelik Çekme Boru Standartları


Çelik Borularda Malzeme Analizi


Dirseklerde Kalınlık Toleransları


KOMPANZASYON PANOSU TEKNİK BİLGİLER (Dahili – Harici)

Tanımı ve Görevi : AG şebekelerinde güç katsayısını düzeltmek maksadıyla kullanılan araç ve gereçlerin yerleştirildiği panolardır. Bu panolar, kondansatör bataryalarının ve bunları kontrol etmekle görevli elektronik, elektromanyetik cihazların özel metal korunaklarıdır. Elektrik sisteminde, elektrik motoru, bobin vb, mıknatıslanma etkisi ile elektrik enerjisini, yine elektrik enerjisine ya da farklı bir enerjiye çeviren cihazların, bu mıknatıslanma etkisi ile faz akımını geri kaydırmasından (indüktif güç oluşturmasından) dolayı, şebeke üzerinde yaratmış oldukları indüktif reaktif gücü dengeleme ve fazın akımını olması gereken konuma geri çekme işlemine KOMPANZASYON denir.

Özellikleri : Bu panolar şebekenin güç katsayısını düzeltmekle görevli kondansatör guruplarının kontrol edildiği birimlerdir.

Çalışma Prensibi :  Kompanzasyon panolarında kullanılan otomatik şalterler tembel karakterde ve otomatik açmalara karşı arka dayanıklı yapıdadır. Kondansatörlerin devreye alınması sırasında kondansatör, gücüne oranla daha fazla akım çeker. Bu durum anlıktır. Şalter bu zaman aralığına duyarsız davranışlı, fakat kısa devre akımlarına karşı hızlı karakterlidir. Bu şalterler devreyi hem termik hem de manyetik olarak korurlar.
  
 ELEKTRİK KOMPANZASYON PANOSU

Elektrik sisteminde, elektrik motoru, bobin vb, mıknatıslanma etkisi ile elektrik enerjisini yine elektrik enerjisine ya da farklı bir enerjiye çeviren cihazların, bu mıknatıslanma etkisi ile faz akımını geri kaydırmasından (indüktif güç oluşturmasından) dolayı, şebeke üzerinde yaratmış oldukları indüktif reaktif gücü dengeleme ve fazın akımını olması gereken konuma geri çekme işlemine KOMPANZASYON denir
İki şekilde kompanzasyon yapılır

Yüklü Kiriş Kesiti Belirleme