Üzerinde binlerce küçük bakır yol bulunan bu dünya, pek çok detaylı işin yerine getirilmesinden sorumludur. Üzerinde bir saniye içinde milyarlarca elektrik sinyali bir yerden bir yere taşınır ve son derece karmaşık işler, son derece basit mekanizmaların defalarca çalıştırılmasıyla elde edilir.
Temelde anakartlar, bir çok çipten ve ASIC ‘ten (Application Spcific İntegradet Curcuit-Belli Bir İşlem İçin Özelleştirilmiş İşlemci) oluşur. Anakart üzerinde her sinyal gidip gelişinde bu ASIC ‘ler görev alır ve hafıza adreslerinden genişleme yuvalarının çalışma prensiplerine kadar pek çok şeyi düzenlerler. Fakat her farklı işlem için özelleştirilmiş olan bu işlemciler daha sonra birleştirilmiş ve birkaç adet temel işlemciye dönüşmüştür. İşte bu tarihten itibaren de birbirine sıkı sıkıya bağlı bu işlemci ailelerine “çipset” denmekte. Değişik çipsetlerle birlikte, kullanılabileceğimiz işlemci tipi, hafıza ve pek çok çevre birimi de değişebilir. Örneğin son zamanlarda üretilen BX tabanlı anakartlar artık Celeron işlemcilere destek vermiyor. Bir çevirici ile birlikte bile Celeron işlemcileri bu anakartlar da kullanamıyorsunuz.
Anakartlar da yer alan diğer bir bileşen de saat üretici çiptir. Çipsetin belli bir saat hızında çalışmasını sağlar ve oldukça önemli bir bileşendir. Bu çip, senkronizasyon işleminden, hafıza çiplerinden ve  genişletme yuvalarında gelen sinyallerin uygun sırayla işlemciye ulaştırılmalarını sağlar. Bunun tam tersi olarak da işlemciden gelen sinyalleri belli bir oran da parçalara bölme görevini üstlenir.
Üstelik anakartlar artık kendi veri yollarının üzerinde disk kontrolörleri de barındırıyorlar. Bu özel bir yazılım ve bu özel yazılım tutulduğu yine özel bir parçada gizlidir. Anakart denen bileşeni tanımlarken, unuttuğumuz kısmı aslında anakartın da bir yazılım tarafından yönetildiğidir. Yani anakart aslında bir donanım; donanıma bağlı bir yazılımdır. Pek çok açıdan anakartın kalitesini bu yazılım –ki bu yazılımın daha özel bir adı vardır : BIOS ve onun çipsetiyle kurduğu ilişki belirler. Çipsetin fonksiyonlarını doğru ve verimli bir şekilde kullanamayan bir BIOS, ya da hatalı kodlarla dolu bir BIOS, anakartın kullanıldığı sistemin performansını ve güvenirliğini etkiler. Yaşadığımız sistem çökmelerinin sebeplerinden bir kısmı, programların BIOS kurallarına uygun olmayan adresleme yapmaya çalışması ya da BIOS ‘da yer alan gerçek hatalı kodlardır. Şu halde üzerinde çalıştığı çipsetinin ona sunduğu özelliklere bağlı olarak bir BIOS tüm sistemin efendisi konumundadır. POST denilen ve sisteminizin açılmadan önce yapılan kontrol ve varolan donanımların belirlenmesi işleminde BIOS tüm sistemin bileşenlerini tanımlar, onları adreslendirir, nasıl çalışacaklarını saptar ve daha sonra kontrolü işlemciye geçirir. Bu sırada ise BIOS ‘un alt rutinleri halen çalışmakta ve kimi hafıza işlemlerinin nasıl yapılacağına karar vermektedir. BIOS ‘un değerini belirleyen diğer bir konuda onun ne kadar fazla ve detaylı ayara izin vermesidir. Örneğin; Intel gibi bazı anakart üreticileri karttaki ayarlarını son derece sade tutar ve son şekilde kullanıcıların yanlış ayar yapmasına izin vermez. Anakart pek çok ayarı uygun hale kendi ayarlar veya nasıl olması gerektiğine karar verebilir. Üstelik tüm bunlar olurken siz arkanızı oturur ve yalnızca o siyah ekranı seyredersiniz.

KAYNAKLAR:
BİLGİSAYAR ANSİKLOPEDİSİ
AÇIKLAMALI BİLGİSAYAR VE INTERNET TERİMLERİ SÖZLÜĞÜ
PC WORLD VE CHIP BİLGİSAYAR DERGİLERİ